Bugün sizlere
Bursa’nın Osmanlı sarayı ile olan ilişkilerinden, saray mutfağından ve mutfağın
vazgeçilmez bir parçası olan buzdan sözedeceğim. Buz o devirlerin en önemli
metaryellerinden biriydi. Çünkü sıcak havalarda yemekler bozulabiliyor, serinlemek
gereksinimi buzlar vasıtası ile karşılanıyordu. Sarayın ve İstanbul’un buz
ihtiyacı ise Büyük ölçüde Uludağ’dan getirilen buzlar ile gideriliyordu. Bu
işleri yapan kalabalık bir aile vardı. Benim de bir parçasını oluşturduğum bu
aile Buzcular sülalesidir. Büyük bir tarihe sahip olan bu aile bugün bir hayli
dağınık, birbirinden ve tarihlerinden habersiz yaşamlarını sürdürmektedir. Şimdi
hem ailemizi hem de yaptıkları hizmetleri yukarıda söylediğim Osmanlı sarayı
istikametinde anlatalım.
Osmanlı
İmparatorluğunda en önemli ticaret merkezlerinden biri hiç şüphesiz Bursa idi.
Anadolu coğrafyasında tarihi ipek yolunun en uç noktasını oluşturan kentte
canlı bir ticaret hayatı hüküm sürüyordu. Hanlar dolup taşıyor kente bir çok
yabancı akın ediyordu. Özellikle İstanbul’a yakınlığı bu niteliğini
pekiştiriyor, sarayın bir çok ihtiyacı Bursa’dan karşılanıyordu. İpek,
dokumacılık, kereste, sebze ve meyve, tütün gibi mallar ticaretin en önemli
kalemlerini oluşturuyordu. İpek ve dokuma çok beğenilen ve ünü sınırları
aşan ürünlerdi. Saray Bursa’nın en güzel
sebzelerini, meyvelerini alıyor ve o zamanların en geçerli ürünlerinden olan
buz ihtiyacını Uludağ’dan karşılıyordu. Buzdolabı olmadığı için hem saray hem
de halkın gereksinimlerini karşılamak için bir buz sektörü oluşmuş ve bu sektör
bir tekel gibi bir ailenin nüfusuna geçmişti.
Osmanlı saray
mutfağında çeşitli görevleri üstlenen uzman kişiler vardı. Bunlar arasında
aşçıbaşı, ocakçıbaşı, kebapçı, tatlıcı, hamurcu, pilavcı, balıçı, kuşcu, gibi
uzman ustalar ve bunların yamakları görev yapıyor ayrıca da diğer hizmetliler
olan yoğurtçular, sütçüler, tavukçular, buzcular, karcılar, fırıncılar,
helvacılar, bozacılar, kasaplar bulunuyordu. Bunlar çoğunlukla acemi ocağındaki
asker adaylarından seçiliyordu.
Yiyecekler ve
içecekler buz kalıplarının içerisine konuyordu. Bu işi de sarayda Karcıbaşı üstlenmekteydi.
1768 Eylül’nde yaşanan bir olay karın o
devirler için ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Gemlik
Katırlı dağlarına buz getirmek için çıkan buzcular eşkiyanın eline düşmüş,
eşkıya saraya haber salarak ‘’eğer istediğimiz parayı vermezseniz dağlardan buz
alamaz şerbetlerinizi buzsuz sıcak içersiniz ‘’diye tehdit etmiştir. Böylece
saray buzsuz kalmış ve yemekler yazın sıcağında kokuşmuştur. 16. yüzyılda
İstanbul’a gelen İspanyol Pedro isimli seyyah anılarında İstanbul’u anlatırken
burada kar ve buz satan esnafın kasaplardan fazla olduğunu yazmıştır. Sonuçta o
dönem için buz çok önemli bir meta idi. Bazı kaynaklarda ve belgelerde
padişahların buz ticaretinden çok önemli kazançlar elde ettiğini yazmaktadır.
Mesela Sokullu Mehmed Paşa’nın buz satışından yılda 80 bin altın kazandığı
Alman papaz Schweigger tarafından nakledilmektedir. Padişah’ın bu kazancı temin
etmesinde en önemli unsur Buzcular’a düşmektedir. Buzcular Padişah adına bu işi
yapıyorlardı ve bir başkasının buz çıkarmasına ve taşımasına izin verilmiyordu.
Uludağ’ın karlıklarından çıkarılan buzlar katırlarla Mudanya limanına oradanda
ailemize ait çektirilerle İstanbul’a taşınıyordu. Padişah bu hükmü bir fermanla
Buzcu ailesine vermiş ve defaatle bu hüküm tekrarlanmıştır. 1571 yılında Bursa
kadısına saray tarafından gönderilen bir hükümde Hassa-i Hümayün için yüz yük
buz tedarik edilmesini ve bu iş için buzcubaşına görev verilmesi hükmü dikkat
çekicidir. Ailemizin üyelerinin ellerinde bu yönde birkaç ferman bulunmaktadır.
Bizzat ben de küçükken dedem Fahrettin Buzcu’nun elinde fermanlardan birini
görmüştüm. Değerli büyüğümüz İsmail Buzcu’lar yazdığı ‘’517(799) senedir
yaşayan bir Aile Buzcular’’ kitabında hem fermandan hem de ailemizin tarihinden
ayrıntılı olarak sözetmektedir. Bende yeni başladığım ailemize ilişkin
araştırmalarda her gün yeni bir belgeye ulaşmaktayım. Umarım Bursa’ya ve
Osmanlı Sarayına üstün hizmetlerde bulunmuş ailemizi daha derinlemesine
öğrenmek olanağını bulabiliriz.Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder