15 Aralık 2012 Cumartesi


Fetih Haftası Dolayısıyla

Bu hafta fetih haftası. Bursa’nın fethinin 684. yılı kutlanıyor. Ben de bu anlamlı günde Osmanlı padişahlarının ve yakınlarının türbelerini ziyaret etmek istedim. Eskiden Türbeler Müzesi olarak hizmet veren bu mekan günümüzde kültür bakanlığına bağlı Osmanlı Türbeleri olarak çalışmalarını sürdürüyor.  Öyle anlaşılıyor ki, Türbeler Müzesi olmaktan çıkartılarak sıradan Türbelerin bulunduğu  bir mekana indirgenmiş. Oysa bu türbelerin Anadolu coğrafyasında bir eşi ve benzeri yok. Öyle ki Osmanlı Mimari örnekleri arasında da bunlar ünik (tek) örnekler. Eskiden ziyaretçilerden küçük miktarda ücret alınırken şimdilerde hiçbir ücret alınmıyor. Kapıda bir güvenlik görevlisi bekliyor. Ayrıca kapalı devre kamera sistemi ile koruma güçlendirilmiş
Osmanlı Beyliği’nin imparatorluğa dönüşüm sürecine tanıklık eden birçok isim bu mekanda yatıyor. Muradiye Cami’nin hemen yanında bulunan türbeler büyük bir alanda inşa edilmiş. Osmanlı dönemi türbe mimarisinin en güzel örneklerini barındıran  mekanda değişik mimari biçemlerde gözleniyor. Tuğla-taş işçiliğinin duvar örgülerinde görüldüğü türbelerde pencerelerde vitraylar, iç duvarlarda ise çiniler ve boyalı nakışlar ile süsleme programı doruğa ulaşıyor. Erken devir Osmanlı Mimarisi’nin ve süsleme  sanatlarının proto-tipleri bu mekanlarda oluşturulmuş. Gezerken insanın etkilenmemesi olanaksız. Bahçede servilerin ve çınar ağaçlarının arasına birer inci tanesi gibi serpiştirilen türbeler, iç mekanlarında turkuvaz, patlıcan moru çiniler ve yeşil-kırmızı ağırlıklı boyalı nakışlar ile insanı ta yüreğinden sarıverip çok eskilere taşıyor. Hele çinilerin eşliğinde vitraylardan süzülen ışık oyunları ile Osmanlı döneminin ihtişamını yaşatılıyor.
Bu güzelliklerin yanında türbelerin genel havası ve içinde bulunduğu durum tam bir tezat oluşturuyor. Ne yazık ki bu muhteşem mekanı gezerken çok üzüldüm. Fetih haftasında tarihimize karşı ilgisizliğimizi görünce irkildim. Şayet sihirli bir el türbelere dokunup olumsuzlukları yok etmezse çok yakında sanat şaheserlerimiz yitip gidecek. Her taraf dökülüyor. Bazı türbeler depoya dönüştürülmüş. Ziyarete kapalı olan türbelerin camları kırılmış. Bu nasıl bir anlayıştır ki kendisi için koca bir mirası tahrip edebiliyor. Bu yüzden iç mekanda alçı sıvalarda tahribatlar yaşanmış, görebiliyorsunuz. Oysa bu mekanlarda hassas bir ısı dengesi vardır ve bunun korunması gereklidir. Kündekari ahşap kapıların durumu da hiç iç açıcı değil. Gelişi güzel zincirlenmişler. Bazıları tahrip edilmiş. Tüm bunları görünce artık bazı şeylerin geri döndürülemeyeceğini anladım. Bazı süslemeler  ve boyalı nakışlar yok olmuşlar. Aklıma bir de bizim yaptığımız restorasyonlar ve bunlarda uyguladığımız kriterler gelince daha da umutsuzluğa kapılıyorum. Gerçekten  bu haftada içim acıyor. Keşke gelip bu olumsuzlukları görmeseydim diyorum. Ağaçların gölgesinde kuş sesleri arasında düşünüyorum bunları. Bir saatten fazla bir süre buraları dolaştım. Bu süre içinde ne acıdır ki, hiç kimse ziyarete gelmedi. Tek başımaydım ve gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Oysa bu hafta fetih haftasıydı. Osmanlı beyliğinin sultanları ve yakınları burada yatıyorlardı.
Türbe gezimi sonuçlandırmak üzere iken Muradiye Cami ile Türbeler arasında yerde yatan bir sürü mezar taşı gözüme ilişti. Birçoğu kırıktı ve sağa sola savrulmuştu. Oysa bu mezar taşlarına dikkatli bakan sıradan biri bile taşlardaki ince ve zarif işçiliği görünce bu taşların önemini hemen kavrardı. Taşların arasında bazı nadide süslemeleri ile dikkat çeken mimari parçalarda vardı. Mezar taşlarında ve mimari parçalarda ne bir envanter nosu  ne de bir işaret bulunuyor. Bir ülke tarihini  bu kadar  mı savsaklayabilir. Ona gereken önemi atfedmez.  Artık  konuşmak ve yorum yapmak istemiyorum. Türbelerden ayrılırken güvenlik görevlisi ile konuştum. Beni tek teselli eden türbelerin yakında il özel idaresi tarafından restore edileceği oldu. İleriki yazılarımda tek tek bu türbeleri size tanıtacağım.











Fetih haftasında ecdadımızın miraslarına sahip çıkmamızı ve onlara gereken önemi vermemizi diliyorum.  Saygılarımla..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder