Eski çağlardan
beri çeşitli uygarlıklar kendi
anlayışlarına ve dünya ticaret yönlerine göre değişen bir çok yollar yapmışlar
ve bu yollarda zorlu doğa şartlarını yenmek için çeşitli mimari yapılar inşa
etmişlerdir. İnşa ettikleri bu yapılardan en başta geleni hiç kuşku yok ki
köprülerdir. Bu köprülerin bir çoğu ticaret yollarına adeta birer gerdanlık
gibi takılmışlar, ve uygarlıklara büyük katkılar sağlamışlardır. Anadolu’nun
Türk egemenliğine geçmesi ile hem eski köprüler onarılmış hem de yeni bir çok
köprü inşa edilmiştir. Anadolu Selçuklu ve Osmanlı döneminde dünya köprü
mimarisine ilham veren bir çok örnek gerçekleştirilmiştir. Hem uzunluk hem de
kemer açıklığı bakımından çok ilginç örnekler inşa edilmiştir. Anadolu’nun
yoğun bir ticari trafiğe sahne olması, özellikle ipek yolu Anadolu’daki
yolların önemini ve güvenliğini önemli kılmış ve doğa şartlarının elverdiği
ölçüde köprülerle bu yollar taçlandırılmıştır. Osmanlı döneminde de Anadolu’da
ve Bursa’da birçok köprü inşa edilmiştir. Ama erken dönem Osmanlı mimarisinde
Bursa’da yapılan Irgandı Köprüsü hepsinden ayrı bir yere sahiptir. Çünkü o
türünün ilk örneğidir.
Irgandı
Köprüsü dünyada gerçekleştirilmiş ilk çarşılı, arastalı köprüdür. Köprü
üzerinde sıra dükkanların olması ve köprünün böyle tasarlanış biçimi
yaratıcılığın ulaştığı noktayı göstermesi bakımından önemlidir. Bu ticari bir zorunluluk mudur? yoksa köprüyü
yapan mimarın yaratıcılığı mıdır? bunu bilemiyoruz. Ama ortada yaratılan bir
gerçek olarak arastalı köprü fikri bence bir dehayı yansıtmaktadır. Bunun da
hem şehrimizde hem de Türk mimarisi içinde gerçekleşmiş olması gururumuzu kabartmaktadır.
Dünyadaki
diğer çarşılı köprülerden ilki Venedik/İtalya’da yer alan Ponte Rialto
Köprüsü’dür. Köprü 1591 yılında tamamlanmıştır. Diğeri Floransa / İtalya’daki
Ponte Vecchio’dur. Türkçe eski köprü anlamında olan Ponte Vechio II.Dünya
savaşında İtalya’da bombalanmamış tek köprü olarak tarihe geçmiştir. İlk olarak
992 yılında yapılan bu köprü son halini 16. yüzyılda almıştır. Bulgaristan’ın
Lofça kentindeki Osma Çarşılı Köprüsü ise son örneğimizdir. Köprülerin hepsi de
birer sanat şaheseridir. Hepsi de farklı karekterdedir. Benim en ilgimi çeken
köprü ise Ponte Rialto’dur. Burada uygulanan mimari ve plastik sanat estetiğin
doruklarındadır.
Irgandı
Köprüsü 1442 yılında Muslihiddin Hoca’nın babası Pir Ali tarafından
yaptırılmıştır. Tek gözlü bir köprüdür. Yaklaşık olarak 40 metre uzunluğundadır.
Irgandı köprüsü 1855 Bursa depreminde üzerindeki arasta bölümü yıkılmış daha
sonra buraya derme çatma kulübeler ve barakalar yapılmış. Fakat bu sefer de
1922 yılında Yunanlılar Bursa’dan çekilirken köprü bombalanmış ve tahrip olmuş.
Kaynakların bildirdiğine göre köprü üzerinde 31 dükkan,1 adet mescit ve 2 adet
depo bulunmaktaymış. Evliya Çelebi Bursa’ya
yaptığı seyahatte Irgandı Köprüsü’nden söz etmiştir. Evliya Çelebi ‘’Bursa'nın
bir çarşısı da Gökdere'deki Irgandi Köprüsü üzerindedir ki, yemin ve yesar
ikiyüz kadar hallac dükkanlarıdır. Hücrelerinin pencereleri zir-ü paylerinden
cereyan eden Gökdere'ye nâzırdır ‘’diye sözeder.
Irgandı Köprüsü için ayrıca bir söylencede
bulunmaktadır. Köprünün girişinde de bulunan yazıtta; Orhan Gazi Bursa'yı
fethettiği sırada Tanrı uğrunda savaşan yiğitlerden biri bu köprü yerinde
"çıkayım mı, geleyim mi" diye bir ses işitir. Gazi hemen kılıç
çekip "Çık bakalım, ne yapabilirsin" diyerek sesin geldiği bir
yere kılıç vurunca vurduğu yerden gürleyip büyük bir hazine meydana çıkarak yer
ırgalanıp sallanır, sarsılır. Gazi, hayrette kalarak şaşırır. İki yanına
bakarak ne görse iyi? Derenin içi sikkeli altınlarla dolu.Hazineyi bulan, hemen
koşarak Orhan Gazi'ye olanları anlatır. O da: "Ne hayır ettin! Allah sana
kısmet etmiş. Git Bursa'da hayra sarf et." diye emreder. Savaşçı bütün
hazineyi evine taşıyarak onda birini devlet hazinesine verdikten sonra kalanı
ile büyük bir köprü yaptırır. İşte Irgandı Köprüsü denmesinin sebebi budur ‘’
diye yazmaktadır.
Irgandı
Köprüsü 2004 yılında Osmangazi Belediyesi tarafından restore edilmiştir. Bu çok
olumlu yaklaşım ne yazık ki restorasyon açısından olumlu sonuçlar vermemiş ve
eski mimari anlayışından uzak farklı bir karakter kazanmıştır. Oysa eski
resimlere ve gravürlere bakıldığında köprünün daha farklı bir mimari anlayışa
sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıca eskiden olmayan bazı mimari unsurların
eklendiğine de tanık olduk. Ne yazık ki bizler restorasyonu beceremiyoruz. Oysa
Ponte Rialto köprüsünün resmine bir daha bakın. Hemen hemen Irgandı Köprüsü ile
yakın tarihte yapılmasına karşın Ponte Rialto köprüsü eski özelliğinden hiçbir
şey yitirmeden günümüze kadar gelebilmiş. Saygılarımla.
Çok güzel bir yazı.. Bilgiler ve fotoğraflar için teşekkür ediyorum..
YanıtlaSil