Hamam
Bursa’mız Türk
Hamam geleneğinin kuruluşuna tanıklık etmiş ve aynı zamanda temelini
oluşturmuştur. Bugün dünyada Türk Hamamı diye bir gerçek varsa işte bu şehirde
bu olgu gerçekleştirildi. Zaten bugün dünyada iki hamam kültürü tanınıyor.
Bunlardan ilki Roma Hamamı’dır. Kendinden sonra gelen bütün kültürleri
etkilemiştir. Bizans’a ve Yakındoğu medeniyetlerine ilham kaynağı olmuştur.
Roma hamamının kökeninde Yunan hamam geleneği vardır. M.Ö. 3 yüzyıldan beri
kullanılan Yunan halk hamamları Roma hamamlarının temellerini oluşturmuştur.
Fakat Romalılar bunu o kadar geliştirmişlerdir ki bugün bile hala adından söz
ediyoruz. Roma hamamları mimari yapıları ile adeta devleşirler. O kadar büyük
bir boyuta sahiptirler ki, mesela M.S.3.yüzyıldaki Roma Caracalla Hamamı 1600 kişilik ve 11 hektar alan üzerine
oturmaktadır. Bu kadar büyük boyutlara sahip hamamlar dışında Roma’da daha ufak
ölçekli hamamlar da vardır. Özellikle evlerde yapılmış hamamlar adından çokça
söz ettirmiştir. Roma kültüründe Hamam yapısı o kadar önemlidir ki, herhangi
bir Roma şehrinde 500’ü aşkın özel hamam ve bir düzinede genel hamam olduğu
kayıtlardan tesbit edilmiştir.
Diğer önemli
bir hamam kültürü Türk Hamamı’dır. Roma hamamından hem mimari hem de hamam
gelenekleri bakımından çok farklı bir yapıdadır Türk Hamamı. En önemli ayırt
edici özelliği temizlenme olgusudur. Biz Türkler için hamam demek yıkanmak
paklanmak demektir. Hamam kelimesi Arapçadan gelmektedir. Isıtmak anlamındaki
‘’hammama’’ dan türetilerek hamama dönüştürülmüştür.
‘’İslamiyet'te de, antik
çağ inançlarında olduğu gibi, ibadetin yapılabilmesi için insanın hem ruhunu ve
bedenini, hem giysilerini hem de çevresini temiz tutması gerekmektedir ve
İslamiyet durgunsu değil akarsuyla yıkanmayı gerekli kılmaktadır. Bu nedenle
çalışanların ibadetlerini rahatlıkla yerine getirebilmelerini sağlamak için
Selçuklular ve Osmanlılar döneminde dini ve ticari yapılar inşa edilirken, ilk
olarak hamam inşası tamamlanmakta ve hamam yapımı bittikten sonra işlerliğini sağlamak
için de vakıf kurulmaktaydı. Anadolu’ya gelen Türklerin beraberinde
getirdikleri banyo geleneği Roma ve Bizans geleneğiyle birleşip, islamiyetin de
emrettiği temizlik kurallarıyla bütünleşince suyun kullanımı yeni bir kültürü, Türk
Banyosunu ortaya çıkarmıştır. Türk Banyosu daha sonra kurumsallık kazanıp,
yıkanılan yer anlamına gelen hamam kelimesiyle de Türk Hamamı olarak kendi geleneğini
oluşturmuştur.’’
Osmanlı
hamamlarını üç gruba ayırabiliriz. Özel hamamlar, genel hamamlar ve kaplıcalar
olarak bölümleyebiliriz. Genel hamamlar çarşılarda halka açık olarak yapılmış
hamamlardır. Bu hamamlar aynı zamanda
birer ticarethanedir. Kentin en işlek yerlerinde kurularak vakıflara
gelir getirirler. Bursa’mızda şehrin her köşesinde bugünde varlığını zar zor da
sürdüren hamamlar bu çarşı hamamlarıdır. Çarşı hamamlarının sayıları
kentimizde hızla azalmaktadır. Birçoğu ya depo ya da harabeye dönüşmüş
durumdadır. Büyükşehir Belediyemiz bu hamamların bir kısmını restore ederek
yeniden kazandırmak istemektedir. Bu çok güzel bir projedir. Yalnız burada bir
itirazımız bu yapıların kendi asli görevleri dışında kültür merkezlerine
dönüştürülmesinedir. Çünkü Bursa Hamam Kültürü olan ve bu kültürün yaratıldığı
şehirdir. Yeni nesillere bu kültürün aktarılması en başta belediyemizin
görevleri arasındadır. Birde restorasyonları ehil ellere teslim etmelerini
beklemekteyiz.
Diğer bir grup özel hamamlardır ki bunlar evlerin, konakların ve
sarayların bünyesinde yer alan hamamlardır. Günümüzde Bursa da böylesi özel
hamam neredeyse yok gibidir. Oysa yakın zamana kadar Çekirge semtinin bazı
evlerinin özel hamamları olduğunu biliyoruz. Bugün Saatçi Köşkü’nün arka
tarafında böylesi bir hamamın izleri hala durmaktadır. Tonozlu küçük ölçekli bu
yapı belki de elimizdeki tek örnektir.
Son
grubu ise kaplıca ve ılıcalar
oluşturmaktadır. Bursa’mız aktif fay kuşağında bulunduğundan mineral yönünden
zengin suları ile de ün yapmıştır. Termal kaplıcalar bugün giderek önemini
yitirse de bir zamanlar Bursa’nın önemli turizm kaynaklarından biriydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder