15 Aralık 2012 Cumartesi


Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderi hiç kuşku yok ki Mudanya Mütarekesi ile belirlenmiştir. Bu antlaşma ile Mondros ve Sevr bir paçavraya dönüşmüş ve Türkiye Cumhuriyeti emperyalist devletlere karşı siyasal bir zaferi ilk kez bu antlaşma ile kazanmıştır.
 Antlaşmanın imzalandığı dönemin Mudanya’sı küçük, şirin bir Anadolu kasabaydı. Savaş yıllarının tüm olumsuzluklarının izlerini taşıyordu. Yer yer  harab olmuş binalar terk edilmiş bir savaş kasabası izlenimi veriyordu. Fakat tüm bu görünüşüne rağmen Mudanya yinede Bursa’ya uzanan tren yolu ve kırık dökükte olsa hareketli limanı ile bir umut kasabasıydı.
Mütareke görüşmeleri için Mustafa Kemal ve arkadaşları iyi  bir hazırlık yapmışlardı. Önce heyetin oluşması sağlandı sonra yer seçimi. 19.yüzyıldan kalma Rus asıllı tüccar Ganyanof’un evi Mütareke için seçildi. Görüşmelerin yapılacağı salon ile delegasyonların çalışmaları için oluşturulan odalar ve dinlenme mekanları özenle hazırlandı. Önce Fransız heyeti daha sonra İtalyan ve İngiliz heyetleri savaş gemileri ile Mudanya’ya geldiler. Yunan heyeti karaya çıkmadı, Armutlu açıklarında demirleyerek gelişmeleri uzaktan izlediler. Yoğun bir çalışma ve karşılıklı tartışmalar sonucunda Türk heyeti önemli bir zaferle antlaşmadan alınlarının akıyla ayrıldılar.
Mütareke çalışmalarını izlemek için dünya basınından bir çok gazeteci Mudanya’ya akın etti. Bu gazetecilerin başında ünlü Nobel ödüllü romancı Ernest Hemingway geliyordu. Oldukça taraflı yazıları Mudanya ve Bursa’dan Amerikalı okurlarına aktarıyordu. Mustafa Kemal ve arkadaşları hakkında birçok olumsuz düşüncesi yazılarında yer almıştır. Amerikan kamuoyunu yeni Türk devleti hakkında olumsuz yorumları ile etkilemiştir.
Her şeye karşın büyük bir zaferle sonuçlanan bu antlaşma Sevr denilen paçavranın yok olmasıyla neticelenmiş ve bu olaya hizmet etmiş Mudanya ve Ganyanof’un evi ise hatıralarda ve tarihimizin sayfalarında önemli bir yer almıştır. Mudanya’nın ileri gelenlerinden Hayri İpar isimli tüccar, bu yalıyı satın almış ve 1937 yılında Mudanya Belediyesi tarafından müze olarak düzenlenmiştir. Müze 1959 yılında Kültür  Bakanlığına devredilerek Bursa Müze Müdürlüğüne bağlanmıştır.
Ganyanof’un binası Mudanya’nın en güzel yerinde deniz kıyısında tüm ihtişamı ile durmaktadır. Maviye saplanmış beyaz bir anıt gibidir. İki katlı olan bu yalı mimarisiyle dikkat çeker. Geniş bir kapıdan yalıya girilir. Kapının iki yanında yine geniş pencereli odalar yer alır. Alt katta mütareke görüşmelerinin yapıldığı salon ve diğer odalar vardır. Üst katta ise Türk heyetine başkanlık eden İsmet İnönü ve Asım Gündüz Paşa’nın odaları bulunur. Yalının bir bodrum katı ve çatı arasında da balkonlu odası vardır. Osmanlı Sivil Mimarisi içinde değerlendirilmesi gereken bu bina 19.yüzyıl batılılaşma etkilerini mimarisine yansıtmıştır.



Son yıllarda kapsamlı bir restorasyon geçiren yapı Şu an oldukça iyi durumda ve ziyarete açıktır. Her gün önemli bir ziyaretçi trafiği yaşıyan bu müzemiz hakettiği ilgiyi Bursa’lılardan ve Türk halkından görmektedir. Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder