Türkiye
Cumhuriyeti’nin kaderi hiç kuşku yok ki Mudanya Mütarekesi ile belirlenmiştir.
Bu antlaşma ile Mondros ve Sevr bir paçavraya dönüşmüş ve Türkiye Cumhuriyeti
emperyalist devletlere karşı siyasal bir zaferi ilk kez bu antlaşma ile
kazanmıştır.
Antlaşmanın imzalandığı dönemin Mudanya’sı
küçük, şirin bir Anadolu kasabaydı. Savaş yıllarının tüm olumsuzluklarının
izlerini taşıyordu. Yer yer harab olmuş
binalar terk edilmiş bir savaş kasabası izlenimi veriyordu. Fakat tüm bu
görünüşüne rağmen Mudanya yinede Bursa’ya uzanan tren yolu ve kırık dökükte
olsa hareketli limanı ile bir umut kasabasıydı.
Mütareke
görüşmeleri için Mustafa Kemal ve arkadaşları iyi bir hazırlık yapmışlardı. Önce heyetin
oluşması sağlandı sonra yer seçimi. 19.yüzyıldan kalma Rus asıllı tüccar
Ganyanof’un evi Mütareke için seçildi. Görüşmelerin yapılacağı salon ile
delegasyonların çalışmaları için oluşturulan odalar ve dinlenme mekanları
özenle hazırlandı. Önce Fransız heyeti daha sonra İtalyan ve İngiliz heyetleri
savaş gemileri ile Mudanya’ya geldiler. Yunan heyeti karaya çıkmadı, Armutlu
açıklarında demirleyerek gelişmeleri uzaktan izlediler. Yoğun bir çalışma ve
karşılıklı tartışmalar sonucunda Türk heyeti önemli bir zaferle antlaşmadan
alınlarının akıyla ayrıldılar.
Mütareke çalışmalarını
izlemek için dünya basınından bir çok gazeteci Mudanya’ya akın etti. Bu
gazetecilerin başında ünlü Nobel ödüllü romancı Ernest Hemingway geliyordu. Oldukça
taraflı yazıları Mudanya ve Bursa’dan Amerikalı okurlarına aktarıyordu. Mustafa
Kemal ve arkadaşları hakkında birçok olumsuz düşüncesi yazılarında yer
almıştır. Amerikan kamuoyunu yeni Türk devleti hakkında olumsuz yorumları ile
etkilemiştir.
Her şeye
karşın büyük bir zaferle sonuçlanan bu antlaşma Sevr denilen paçavranın yok
olmasıyla neticelenmiş ve bu olaya hizmet etmiş Mudanya ve Ganyanof’un evi ise
hatıralarda ve tarihimizin sayfalarında önemli bir yer almıştır. Mudanya’nın
ileri gelenlerinden Hayri İpar isimli tüccar, bu yalıyı satın almış ve 1937
yılında Mudanya Belediyesi tarafından müze olarak düzenlenmiştir. Müze 1959
yılında Kültür Bakanlığına devredilerek
Bursa Müze Müdürlüğüne bağlanmıştır.
Ganyanof’un
binası Mudanya’nın en güzel yerinde deniz kıyısında tüm ihtişamı ile
durmaktadır. Maviye saplanmış beyaz bir anıt gibidir. İki katlı olan bu yalı
mimarisiyle dikkat çeker. Geniş bir kapıdan yalıya girilir. Kapının iki yanında
yine geniş pencereli odalar yer alır. Alt katta mütareke görüşmelerinin
yapıldığı salon ve diğer odalar vardır. Üst katta ise Türk heyetine başkanlık
eden İsmet İnönü ve Asım Gündüz Paşa’nın odaları bulunur. Yalının bir bodrum
katı ve çatı arasında da balkonlu odası vardır. Osmanlı Sivil Mimarisi içinde
değerlendirilmesi gereken bu bina 19.yüzyıl batılılaşma etkilerini mimarisine
yansıtmıştır.
Son yıllarda
kapsamlı bir restorasyon geçiren yapı Şu an oldukça iyi durumda ve ziyarete
açıktır. Her gün önemli bir ziyaretçi trafiği yaşıyan bu müzemiz hakettiği
ilgiyi Bursa’lılardan ve Türk halkından görmektedir. Saygılarımla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder